Tehlikeli Şarkılar… Tuna Kiremitçi…

Özür dileyerek itiraf ediyorum: Tuna Kiremitçi’nin ilk kez bir romanını okudum. Ve bayıldım. Dedektif Hercule Poirot’dan, Dedektif David Gurney’den, Dedektif Kelly Porter’dan sonra Baş komiser Perihan Uygur’a da hayran oldum.

Bir İstanbul polisiyesi, sokakları, maziye dair dokundurmaları ile çok güzel kurgulanıp anlatılmış, gerçeğe aşırı benzerliğiyle belleğe aşina gelen bir roman. Öyle ki bazı isimler-soy isimler tanıdıklarıma benzer olunca “Acaba?!??” olduğum zamanlar da oldu. En kısa zamanda “Mezun Cinayetleri” ve “Peri’nin Ölümü”nü de alıp okumayı çok istiyorum.



Doğan Kitap’tan çıkan roman 224 sayfa.

 Arka kapak:

“Bir sahil kasabasında düzenlenen müzik festivalinin başlamasına günler kala, organizasyonun başındaki iki kişi vahşice öldürülür. Gözler, festivali yasaklatmak için uğraşan tarikata çevrilir. Olay medyaya yansıyınca toplumsal bir gerilime neden olur. Başkomiser Perihan Uygur, son görevinde yaşadığı psikolojik travmadan dolayı izinde olmasına rağmen Cinayet Büro ’ya döner ve soruşturmayı üstlenir. Cinayetler birbirini izledikçe işinin düşündüğünden de zor olduğunu anlayacaktır.”



Sayfa 46, küçük bir kesit:

“Ne var içinde?”

“Bakmadım.”

“Niye?”

“Nasıl olsa başkomiserim bakar dedim”

Perihan sırıttı. “Ne meraksız adamsın Hulki. Hadi o zaman.”

Hulki sarkık yanaklarını şişirerek düşündü. Normalde kanıt torbasının açılması için savcıdan izin alınması, sonra da işlemin kriminal laboratuvarda ve uzman nezaretinde yapılması gerekiyordu. Ama daha önce de mevzuat detaylarını ihlal ederken suç ortağı olmuştu Perihan’ın.

Ha bir eksik ha bir fazla fark etmezdi.

Cebinden iki adet tek kullanımlık mavi lateks eldiven çıkardı…”

 

Keyifle okumanızı dilerim 📖📖📖

Sevgiyle kalın 😍😍😍


 

Yorumlar