Günaydın…
Uzun bir aradan sonra yeniden
merhaba.
Hem ülkemizde, hem dünya da
gündem öyle değişken ve farklılıklar gösteriyor ki; o gündemlerin içinde buharlaşıyoruz sanki. Bazen evde sohbet ederken bir konu
hakkında “ne zamandı?” sorusuna “birkaç gün önce!” dediğimizde bir araştırıyoruz, bizim bahsettiğimiz konunun üzerinden bir-iki ay/yıl geçmiş bile. Bazen de tam
tersine uzun zaman oldu dediğimiz
konu sadece birkaç gün öncesinde gerçekleşmiş olmuş oluyor. Eee kafalar
yenik tabii bu durumda 😃
Yani sözün kısası hayata yetişemiyoruz, hayat ellerimizin arasından bin bir tülü oyun/dümenle akıp gidiyor.
Depremler, seller, genel seçimler, Milli Bayramlar, acı hatıralar… Sırasıyla akıp gidiyor hayat denen döngümüzün içinden. 19 Mayıs ülkemiz için en önemli tarihlerden: 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Ama benim için aynı zamanda annemin ölüm yıldönümü. Birkaç gün sonrasında da (25 Mayıs) tek kardeşim “ablamın” ölüm yıldönümü. İnsan bazen sayfalarca yazmak istiyor, bazen de “bana kimse dokunmasın bugün!” modunda oluyor. Bu sene benim için sanırım böyle bir yıl. Kitap okuyarak, el işi yaparak değerlendiriyorum bende zamanı. Bu sene örgüye dadandım: tığ örgüsü, şiş örgüsü örneğine göre. Yeter ki elimde beni oylayacak bir şey olsun. Yeni kitaplarımda geldi, onların resmini de paylaşayım, ne dersiniz 📖Hep dediğim gibi: sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın
Sevdiğinizi de, kırgınlıklarınızı da onlar yanınızdayken söyleyin ve orta yolu bulun, sonra arkalarından sadece kendi kendinize söyleniyorsunuz. Öfkeniz kendinize oluyor. Pişmanlıklarda cabası!
Kendimi seviyorum (pek gösteremesem de J), hayat yolunda karşıma çıkan herkesi ve her şeyi seviyorum ve onları kendi hayatlarına sevgiyle uğurluyorum.
Ve sizleri de çoook seviyorum 😍😍😍
Yorumlar
Yorum Gönder