6 Şubat…
Doğum günüm… Sabah yedi gibi
uyandım. Ara
tatile gelen kızım yanımda, oğlum yanımda. Güzel bir kahvaltı hazırlayayım diye düşünerek TV’yi açtım, haberlere bakacağım…
7,4… Kahramanmaraş’ta deprem…
Daha sonra 7,7 olarak
düzeltilen ve on ili etkileyen deprem haberiyle Ülkemizde yaşayan tüm insanlar gibi bizde
şok olduk. Korkuya,
paniğe, çaresizliğe, öfkeye dönüşen bir şok!
Daha depremin verdiği(!) zararın boyutunu
anlayamadan öğlen saatlerinde meydana
gelen 7,6 büyüklüğünde yeni bir deprem
yaşadığımız
duyguları ikiye,
üçe, beşe katladı. Enkaz altında
kalanlar için dualarımızı, sağ
çıkanlara maddi
yardımlarımızı göndermeye çabalarken depremin
15. Gününde 20 Şubat’ta
bu kez Hatay depremi meydana geldi!
18 gün, tam 18 gündür ekran başında enkaz altından vatandaşlarımızın canlı olarak çıkartılmaları için dua ediyoruz! Mümkün olduğunca enkaz aramalarına devam etsinler
diye dua ediyoruz! Arama-kurtarma ekipleri pes etmesinler diye dua ediyoruz!
Yüce Rabbim enkaz altında kalanlara (tüm canlılara!) yaşamaları ve sağ
kalan sevdiklerine kavuşmaları için ömürlerine ömür katsın diye dua ediyoruz!
Korku, panik, öfke,
çaresizlik… Başka
duygular yok mu yaşadığımız, hissettiğimiz? Var tabi!
Mesela “Deprem öldürmez, bina öldürür!” lafına gıcık oluyorum. O
lafı kim söylese Allah yaratmış
demeden ağzının ortasına şöyle bir tane yapıştırıp, ağzını
açtığına pişman etmek istiyorum! Bir daha
o cümleyi kurmamak için tövbe etsin istiyorum!!!
- Trafik kazası olduğunda
araçları mı suçluyoruz? Hayır. Ehliyetsiz araç kullananı, yol şartlarına uygun tedbir
almayanı, aracının rutin kontrollerini
yaptırmayanı, araç kullanırken
kuralları ihlal edip telefon vb. ile uğraşan sorumsuz sürücüleri, yasaklı madde
(alkol vs.) kullananı suçluyoruz!
- Bir cinayet işlendiğinde cinayet silahını mı suçluyoruz? Hayır. O silahı (bıçak, tabanca, taş, sopa vs.) kullananı,
hatta marifetmiş
gibi bir takım kesici ve ateşli
silahları üzerinde her daim taşıyan sorumsuzları suçluyoruz!
Peki deprem olunca neden bina
suçlu oluyor?
- Zemin etüdü yapılmadan ya da raporları dikkate
almadan imar izni veren suçlu değil
mi?
-
Binanın zemine, çevreye, doğal ortama, afet
risklerine (deprem, sel, heyelan, kuvvetli rüzgarlar…) uygunluğuna dikkat etmeden bu
projeyi çizen suçlu değil
mi?
-
Binanın projesini inceleyen, zemine, çevreye, doğal ortama, afet
risklerine (deprem, sel, heyelan, kuvvetli rüzgarlar…) uygunluğuna
bakmadan ya da tüm
bu verileri göz
ardı ederek
projeyi onaylayan suçlu
değil mi?
-
Binanın yapımında kullanılacak malzemelerini belirleyen
ve temin eden görevli suçlu değil
mi?
-
Binanın temelini kazan, temelini atan,
demirlerini bağlayan
operatörler ve işçiler suçlu değil mi?
-
Binanın temelinin atılmasından son çivinin
çakılmasına kadar ki süreçte inceleme ve denetleme yapmakla görevlendirilen
yetkililer suçlu değil
mi?
O binaları ceplerine atacakları komisyonların şerefine ballandıra ballandıra anlatan,
gazetelere, medyaya çarşaf çarşaf reklamlarını veren emlakçılar? Onlarda suçlu
değil mi?
O halde daha iyi, daha konforlu
bir evde oturmak isteyen bizler; çocuklarının her biri için ayrı odası olsun
isteyen anne babalar suçlu, öyle mi?
Suçlu kim ben söyleyeyim:
sorumsuz, eğitimsiz,
kişiliksiz,
vicdansız, ahlaksız, hırsız, arsız görevliler suçlu. Denetmen, müteahhit,
mühendis… Kim işin içindeyse onların tümü suçlu!
DEPREM DEĞİL BİNA
ÖLDÜR(ÜR)MEZ: İNSAN ÖLDÜRÜR!
Yorumlar
Yorum Gönder