Arka kapak:
“New York’un sessiz sakin
kasabası White River’ da bir keskin nişancı dehşet saçıyor ve öldürülen polisin telefonuna
bir uyarı mesajı geliyor. Kimsenin kimseye güvenmediği soruşturmaya
danışmanlık yapması için çağrılan Gurney’in ise elinde gizemli nottan başka bir şey yok.
Bir parktaki oyun alanında
ayak tabanlarına üç farklı harf dağlanmış iki cesedin bulunmasıyla işler daha da karmaşık bir hal alırken yetkililerin resmi açıklamalarıyla
ters düşen Gurney, kasabayı labirent gibi sarmış olaylar silsilesini tek
başına çözmeye kararlı. Yaklaşmakta olan fırtına
herkesi yakmadan cevaplaması gereken bir soru var: Bu akıldışı bulmacada gözden kaçırdığı
ne?”
Sayfa 123 den birkaç satır:
“Ulu Tanrım” diye mırıldandı Shucker.
Kline tiksintiyle dudaklarını büzdü.
Turlock ise ekrana ifadesiz bir yüzle bakıyordu.
Beckert, midesi kalkmış gibi görünen Torres’e döndü. “Bu materyalin sorumluluğu kimde?”
“Efendim?”
“Bu videonun ve cesetlerin diğer görüntülerinin orijinalleri kimde?”
“Bende.”
“Hangi formatta?”
“Paul ‘ün kullandığı kameranın hafıza kartında.”
“Kopyasını alabilir mi?”
“Sanmam. Beni hafıza kartlarını kaybetmemem için uyardı.”
“Eğer bu görüntülerin bir karesi bile internete sızarsa kendi ellerimizle ırk savaşı başlatmış oluruz.”
“Böyle bir riskin varlığının farkındayım, efendim.”
“Bu konuya yine döneceğiz,” dedi Beckert. “Şimdi ayrıntılara geçelim…”
Keyifle okuyunuz 📖📖📖
Sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın 😍😍😍
Yorumlar
Yorum Gönder