Rüzgârın Getirdiği… Debbie Macomber…




Türkiye’de yayınlanan hemen hemen tüm kitaplarını okuduğum ve severek takip ettiğim bir yazar Debbie Macomber. “Rüzgârın Getirdiği” romantik bir aile draması. İçinde acıyı, sevgiyi, özlemi, çaresizliği, umudu ve umutsuzluğu barındıran bir hikâye. Kardeşinin hastanede kaldığı süreyi anlatırken benimde beş buçuk ay babamı ve iki aya yakın da ablamı hastanede beklediğimiz zamanlara ait “acı anılarım” canlandı. Birçoğumuz yakınlarımızı kaybettik ve kaybedeceğiz, ta ki sıra bize gelip sonsuzluğa uçana kadar.




Ama o insanın sevdiğini hasta yatağında yatarken başında beklediği bitmez tükenmez belirsizlikle dolu saatler…
Hani, hep yanında olmak isteyip acı içinde kıvranmalarına dayanmak zorunda kaldığımız saatler…
Onun çaresizliğine rağmen sanki her şey yoluna girecekmiş de güle oynaya eve dönecekmişsiniz gibi yalancı tavırlar sergilediğimiz saatler…
Hem yanında olup elini tutmak, hem bir an önce oradan kaçıp bağıra bağıra ağlamak istediğimiz saatler…
Her şeyin sona ermek üzere olduğunu bilip hissettiğimiz halde, nasıl olduğunu soranlara “doktorlar umutlu…” “…doktor şunu uygulayacakmış…” diye yalanları sıralayıp umut dolu masallara sığındığımız saatler…
Yazarın o zengin anlatımıyla 320 sayfaya sığdırdığı roman epsilon yayınevinden çıkmış, okumak isterseniz eğer.


 
Arka kapak:
“Harper ve Willa birbirine zıt karakterlere sahip iki kardeştir. Willa son derece anaç, sakin ve çekingen bir kişiliğe sahipken, Harper flört etmeyi seven, eğlenceli ve girişken biridir. Annelerinin ölümünün ardından babaları, yaşadığı derin acının etkisiyle aileden uzaklaşıncaWilla, kız kardeşi Harper’a ve ağabeyi Lucas’a bakmak zorunda kalmıştır. Tüm bu yıpratıcı yılların ardından Willa nihayet hayallerinin peşinden gitme fırsatını bulur ve kendine huzur dolu Oceanside’da şirin bir kafe açar. Kafe zaman içinde Oceanside sakinleri için vazgeçilmez bir lezzet durağı olur.
Harper ise zorlu bir hastalık sürecinden sonra nihayet iyileşmiştir. Yeni hayatının her gününü dolu dolu yaşamaya karar veren Harper tehlikeli sporlara gönül verir. Willa, onun için fena halde endişelenmektedir. Harper ise ablaının onun üstüne bu kadar düşmek yerine aşık olup artık kendi hayatını kurması gerektini düşünmektedir. Bu amaçla onu kafenin karizmatik müşterilerinden fotoğrafçı Sean O’Malley ile tanıştırır. Willa içten içe Sean’ın onun için doğru insan olduğunu bilse de korkuları nedeniyle bu ilişkiden uzak durmaya kararlıdır.
Sayfa 132:
“Gitmeden önce Joanna ve Patrick’e sarılıp bir gözümün Sean’ın üstünde olacağına dair söz verdim. Sean arabama kadar bana eşlik etti. Beni bir kez daha öptü ve ellerini cebine sokup arabayla uzaklaşmamı izledi.
Yüzümde bir tebessümle Sean’a aşık olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğumu fark ettim. Bu çok ciddi bir tehlikeydi.
Eve dönmek yerine başka bir yere gitmeye karar verdim. Babamı kontrol etme vakti gelmişti.”
 
Ben bu romanı çok sevdim. Umarım sizde okur ve benim aldığım keyfi alırsınız. ilk fotoğrafta paylaştığım diğer kitaplarıda okudukça sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum:
1-    Bir İlkbahar Macerası   *Milly JOHNSON   
2- Aşkın Meleği                 *A.A. GOLDEN   
3- Bir Küçük Yalan            *K. A. TUCKER  
4- Davetli Listesi               *Lucy FOLEY   
5- 10 Doğruluk 1 Cesaret   *Ashley ELSTON  
6- Yolun Sonu                  *Rachel LYNCH 

Sevgiyle ve her zaman sevdiklerinizle kalmanıza niyet ediyorum.

Sevgiler 😍😍😍





 

Yorumlar