Bir İlkbahar Macerası …Milly JOHNSON…


Off! Okurken çok keyif aldım bir o kadar da kocasının kafasını tutup klozete sokmak istedim. Lou çekmecelerini boşaltırken kitabı elimden bırakıp dolaplarımda ne var ne yok bakıp atacak bir şeyler bulmayı istedim. İnsanın hem öfke, em umut, hem mutluluk aynı anda da hüzünle karıştıran bir hikaye. Okumak isterseniz HYPERION Yayınevinin baskısı ve 528 sayfa.

Arka kapak:

“En yakın arkadaşı Deb’le bir zamanlar çılgınca planlar yapan o cesur kızdan eser kalmamıştı. Lou artık, gerek hiçbir şeyden tatmin olmayan annesi gerekse onu aldatan kocası Phil tarafından kullanıldığının farkında olmayan, yalnız ve sürekli olarak eleştirilen bir kadındır.

Sonra bir gün, eline bir sayfası kıvrılmış bir dergi geçti ve hayatını ne ölçüde değiştireceğinden habersiz, evdeki fazlalıklardan kurtulmakla ilgili bir makaleyi okudu. Basit bir ilkbahar temizliği olarak başlayan iş çok geçmeden kontrolden çıktı. Evden attığı her fazlalıkla birlikte, Lou’nun yüreğinin ta merkezindeki o kapalı ve acı dolu yerlere biraz daha fazla ışık ve hava doldu.

O civarda yaşayan Tom Broom adındaki yakışıklı bir adamla tanışınca da onu aldatan kocası Phil’i çok farklı bir gözle görmeye başladı. Ancak, Tom’un yardımıyla bile olsa acaba enerjik, mutlu ve kendinden emin Lou Winter haline geri dönebilecek miydi fazlalıklarından arınmış hayatına karşı duyduğu heyecan, bakalım onu nereye götürecekti?”

Sayfa: 267

“Lou içeri götürdüğü tabak çanakları bulaşık makinesine yerleştirmeye başladı. Tam doğrulup diğer şeyleri almak için yemek odasına gidecekken Des’le ve elinde tuttuğu kirli tabağıyla burun buruna geldi. Des ona öylesine yakın duruyordu ki “İlk Aşk İlk Dans” filmi için seçmelere katılmış olabilirlerdi; Lou elini yavaşça öne uzattı ve onu kararlı bir tavırla geriye itti.

“Dur bakalım, Des” dedi bir sufle gibi köpürerek ama ses düğmesini sonuna kadar açarak. “Senin gezegende kişisel alan diye bir şey yok mu?”

Celia içeriden asabi bir tavırla seslendi. “Des! Derhal buraya gel!”

Bunun yerine “Bana boyun eğ!” de demiş olabilirdi; çünkü Des’in üzerinde yarattığı etki aynen böyleydi. Des, tekme yemiş bir köpek gibi kös kös yemek odasına gitti.

“İlginç” dedi Lou, içinden. Demek Celia onun bu huyundan haberdardı. Belki de o marka giysileri ve ayakkabıları bu yüzden satın almıştı. Belki o da kaybetmeye başladığı bir şeye tutunuyor ve kendisini rahatlatmaya çalışıyordu.”

Milly Johnson’un daha önce bir kitabını okumamıştım. Okurken gerçekten de çok keyif aldım, kendimi kitabın içinde, bazen de kahramanın yerinde hissettim desem yalan olmaz. Sanırım elimdekiler bittiğinde diğer kitaplarını da okuyacağım. Bakalım, zaman…


Ve bu hafta sonu, cumartesi günü kullanılmayanları şöyle bir derleyip toplayacağım. Geçenlerde LC WAİKİKİ’ye gittiğime “kullanılmayan kıyafetler” için bir kumbara-kutu-dolap ne derseniz artık öyle bir uyarı gördüm. Benim ve çocukların kullanmadığı kıyafetleri oraya vereceğim.

Hadi bana kolay gelsin.

Bugün tam ay tutulması olacak. Bir’in, bütünün, tüm sevdiklerimin en yüksek hayrına olmasına niyet ederek, tüm dünyaya sevgi, barış, bolluk ve bereket getirmesine niyet ediyorum. Rabbim, iyileri iyilikle donatsın. Amin.

Sevgiyle, sevdiklerinizle, huzurla ve sağlıkla kalın.

 


Yorumlar