Ölüm Meleği… Agatha Christie…

Çok eskilerden beri cinayet romanları ya da Agatha Christie’nin romanları hakkında okuduklarım ya da duyduklarım en iyi romanlarının “Doğu Ekspresinde Cinayet” ve “On Küçük Zenci”  (şimdilerde kitabın adını değiştirdiler sanırım) olduğu. “Ölüm Meleği” ile birlikte yazarın, 53’ü cinayet romanı olmak üzere 54 kitabını okudum. Her biri ayrı bir tat, ayrı bir okuma zevki veriyor. Her bir romanın konusu farklı. Cinayetlerde, katillerde, cinayetin çözülme şeklide farklı. Sonra şu ikilemde kalıyorum:



 1-    Ben bir Agatha Christie hayranı ve cinayet romanları seven biri olduğum için istisnasız her şekilde seviyorum. Bir başka deyişle “zevk ve seçicilikten” yoksunum.

2-    “Doğu Ekspresinde Cinayet ve On Küçük Zenci romanlarını EN İYİ romanları diye nitelendirenler, yazarın sadece bu iki kitabını okumuşlar. Belki onlarda diğer tavsiye edenlerin izinden gidip -iki kitap- arasında kısıtlı kalmışlardır.

Boş verin kitap eleştirmenlerini, siz kendi beğeninize güvenin. En çok tavsiye edileni değil, konusunu, akışını, kelimelerini sevdiğiniz kitapları okuyun. Hem değişiklik iyidir, öyle değil mi?

“Ölüm Meleği” de ilginç bir hikaye. Eski bir cinayetin aydınlatılması, yeni bir cinayetin çözümünde yatıyor.

Arka kapak:

“Jane Marple hiç beklemediği birinden bir mektup alır. Yolculuklarının birinde tanıştığı Bay Rafiel’ den gelen mektup yaşlı kadını şaşırtır.

Kısa bir süre önce ölen adam, onun adalet duygusuna güvendiğinden söz ederek bir cinayet olayının ortaya çıkarılmasını istemektedir.

Ama tüm bu isteklerin dışında cevaplanmamış sorular vardır:

Bir; söz edilen cinayeti kim işlemiştir?

İki; cinayet nerede ve ne zaman gerçekleşmiştir?

Tüm bu soruları cevaplandıracak olan Jane Marple kalan zamanını ve düşmanını bilmeden hızla yol almak zorundadır.”

Ve, kitabı satın alarak bizzat okuduğuma dair bir ara sayfa paylaşımı:

Sayfa 57, 14. Satır:

“Evet… Arkadaşım… arkadaşım…” Miss Cooke, tereddütle durakladı. Aradığı ismi bir türlü bulamadığı belliydi.

Miss Marple, “Bayan Sutherland’ın yanında mı kalıyordunuz?” dedi.

“Hayır, hayır. Arkadaşım… şey…”

Çikolatalı pastasından bir parça kesen Miss Barrow kesin bir tavırla, “Hastings” dedi.

Devamı “Ölüm Meleği” kitabının 191 sayfasının arasında…
Keyifli okumalar 
😍😍😍

Yorumlar