- Bayan Bates:”Ahh! Canım bayan Woodhouse! Ziyaretimize gelirken
bahçelerinden taze taze toplanmış otlar
getirmiş, öyle güzeller ve tazeler ki. Dedim, bu taze
otlarla yapılmış bir mevsim salatasını
beraberce yemek ne güzel olur, hemen otları yıkamak için lavabonun yanında
gördüğün beyaz yeşil derin kaba suyu doldurdum. Her birini tek tek okşarcasına yıkadım. Onları iyice yıkadıktan sonra küçük küçük, nazikçe,
ezilmelerine müsaade etmeden doğradım. Hepsini
derin ve geniş bir kapta topladım. Bayan Woodhouse ne kadar ince düşünceli bir hanım dedim, hiç elleri boş gelmez, biz eski dostlarını her zaman onurlandırır.
Salatanın tüm malzemelerini koydum. Şimdi
tadı yerinde olsun diye birazda tuz koymalıyım diyorum, ne dersiniz? Hemen
arkanızda başınızın
hizasındaki
rafta, mavi üzerine
beyaz minik çiçek desenli kapaklı kavanozda tuz var. Size zahmet olmazsa
onu bana verirseniz, salatanın içine yeteri miktarda tuz koyabilirim. Ah!! Çok teşekkür
ederim, çok
naziksiniz…”
Başkalarını bilmiyorum ama Bayan Bates gibi biri
ile arkadaşlığım sanırım tanıştığım gün ile
sınırlı kalırdı. Geveze, geveze ötesi bir geveze. Ama
Bayan Bates karakteri Emma’ya ayrı bir tat vermiş.
Öyle bir karakter olmasa roman eksik kalırmış.
Arka
kapak:
“Güzel,
zeki ve zengin olan Emma Woodhouse halinden son derece memnundur ve hayatında
ne aşka ne de mutlu bir evliliğe
gerek görüyordur. Ne var ki etrafındaki
insanların aşk hayatlarında etkin bir rol üstlenmeyi, çöpçatanlık yapmayı çok
seviyordur. Fakat dostu Bay Knightley’nin uyarılarını dikkate almayıp yeni
arkadaşı Harriet Smith’e münasip bir eş adayı
ayarlamaya kalkınca, titizlikle hazırladığı planı çok geçmeden ortaya çıkar. Bu planın, hiç beklemediği
sonuçları olacaktır.
Emma,
yayınlanmasının üzerinden 200 yılı aşkın bir süre geçmesine
rağmen, biçim ve teknik açısından
devrimci bir roman olma özelliğini koruyor. Başkahramanımız Emma Woodhouse’un öznel bakış
açısıyla yazılmış olan
Emma, bu yanıyla
Flaubert, Joyce ya da Woolf’un olağanüstü deneysel romanlarının öncülü sayılmaktadır. Emma, herkes gibi kusurları olan büyüleyici başkahramanıyla ve insan ilişkilerini
nüktedan
biçimde
ama derinlemesine işlemesiyle, Jane Austen’ın en kusursuz romanı olarak
görülmektedir.”
Keyifle okumanızı dilerim 📖📖📖
Sevgiyle,
sağlıkla ve
her zaman sevdiklerinizle kalın
Yorumlar
Yorum Gönder