Elisa Frey’in daha önce kitabını okumamıştım. Doğrusu başlarda çok akıcı değildi. Bir kazada eşini
kaybeden bir kadının babasını ve ülkesini geride bırakıp başka bir ülkeye yerleşmesini anlatıyor. Fırtınayla ilgili bölüme kadar
yani hemen hemen kitabın ikinci yarısına kadar ağır ilerleyen; zaman zaman geçmişi
ile bugünü birbirine karışan bir anlatımı var. Yarıdan sonrası ise başlangıca göre
daha akıcı.
Kitabın başlangıcından itibaren kasırgayla ilgili bir anlatım olsaydı sanırım daha güzel olurdu. Ama bu yazarın kitabı ve onun
anlatımı, her şeye rağmen emeğine sağlık.
Kitap 135 sayfa. Benim bu kadar olumsuzmuş gibi anlatmama rağmen
tam tersi çok beğenenlerde olabilir. Saygı duyuyoruz…
Arka kapak:
“ Laura demode bir ülke ve kayıp bir aşkın içinde boğulmuş bir babadan kaçar. Değişime olan açlığı onu hayatı yeniden keşfedeceği Miami kıyılarına yöneltir. İhtiyacı olan içsel huzura kavuşmasa da, böyle bir değişimin ona faydalı olacağı kesindir. Geçmişini ve anıları ardında bırakmasını sağlaması açısından en iyi çözüm
budur. Laura artık
kendi hikâyesinin satırlarını yazmakta tamamen özgür
olacaktır. Bu onun
ilk taşınması değildir, ama başka bir
ülkeye
taşınmak… Çok farklıdır…
Laura bir yandan yerleşme ve
yaşamında
yeni bir denge inşa etmenin zorluklarının üstesinden gelirken, aynı anda Florida sahilini kasırga vurur. Tanımadığı “dostlar” ile West Palm Beach’de bir
eve hapsolan Laura, başkalarının hayatları vasıtasıyla kendini
keşfeder ve yeni bir dünyanın kapılarını
aralar, ama bu ne tür bir
dünyadır?”
Sevgiyle kalın 😍 😍 😍