Bu yaşıma kadar sadece üç kişiyi gerçekten kıskandım
sanırım:
1-
Sezen Aksu’yu: O güzel şarkı sözlerini, her kalbe, her ruha ve duygu
durumuna uygun yazdığı için.
2-
Dan Brown’ı: Bilimin ve tarihin gizemli
ve karanlık noktalarını bir araya getirerek o muhteşem kitaplarını yazdığı için.
3-
Agatha Christie’yi: Akıl almaz cinayet hikâyelerini
yazdığı
ve yarattığı sevimli dedektif karakterine can verdiği için.
Çok güzel bir hikaye “Cinayet Alfabesi”. İlk başlarda cinayetleri işleyip,
Hercule Poirot’ya kafa tutanın polis müfettişlerinden
biri olduğunu düşünmüştüm. Ama değilmiş…
Arka kapak:
“Alfabe sırasına göre kurbanlarını öldüren seri katil,
cesetlerin yanına ABC tren yolları tarifesini bırakmaktadır… Aynı zamanda
cinayetleri işleyeceği mekânları Hercule Poirot’ya önceden haber vererek
deneyimli dedektifle dalga geçmektedir. Fakat Poirot adı geçen yerlere her
zaman gecikir. Bu psikopatın düşüncelerinden ve cinayet mektubundan fazlasıyla etkilenen Poirot, Hastings ve Japp’ın
yardımıyla İngiltere’de enine boyuna seyahat ederek bu acımasız katilin
izini bulmaya karar verir.”
Topu topu 255 sayfa. Okuyun valla… Keyifli, akıcı, farklı
bir hikaye…