Günaydın Hüzün Hanım…



        (Görsel “Pinterest” ten alıntıdır...)

Günaydın Hüzün Hanım…
Yine dalgınsınız bu sabah. Dün olduğu gibi, dünden öncesi, daha öncesi ve ondan da öncesi gibi…
Gözlerinizde takılı kalmış sisler içindeki Kız Kulesi’nin silueti. Bir bardak çayın içinde yıkanmış gibi kan çanağı gözleriniz. Demlenmiş, karanlık sular gibi…
Bilmediğimiz bir acı, tarifsiz bir keder midir sizi böyle her şeyden uzak tutan. Uzak ve yalnız kalmış sözleriniz döküldükçe dudaklarınızdan, bir öfkenin, isyanın haykırışı çınlıyor sanki Boğaz’ın sularında.
Dalga dalga büyüyen hırçınlığınız, dövdükçe kıyıları daha da artıyor gitgide azalacağına.
Kırdık mı sizi farkına varmadan. İncittik mi kalbinizi n’olur söyleyin. Söyleyin, söyleyin ne gerekirse yapmaya hazırız. Yeter ki düşmesin yüzünüz, eksilmesin güzel tebessümünüz.