Emily ve Einstein…
Linda Francis Lee’nin muhteşem kitabı.
Emily başarılı bir kitap editörü, kocası Alexander ise zengin bir ailenin tek çocuğudur ve aile şirketinde
çalışmaktadır. Aniden
bastıran kar tipiye döner. Eşinin gönüllü
olarak çalıştığı hayvan barınağına gelen Alexander’a araba çarpar ve
ölür… Eşinin ölümü ile Emily’nin hayatında maddi ve manevi birçok zorluklar başlar. Mücadele etmesi gereken çok şey vardır.
Arka kapak:
“ “Bana
aşık ol. Hadi, sana meydan okuyorum.” Demiştim Emily’ye, ama şimdi düşününce kendi düşüşümü hazırlayan
neden acaba bu meydan okuma mıydı?
Her şeye sahiptim, prestijli bir işim,
ihtiyaç duyduğumdan fazla param ve bana birkaç beden büyük
gelen bir egom vardı. Peki,
tamam, başıma gelen trajikomik olayın sebebi de
egom olabilir belki de ama yine de pasaklı bir köpeğin bedeninde yaşamaya mahkûm
olmayı hak
etmiyordum. Şu an büyük ihtimalle kendimi nasıl bir köpeğin bedeninde bulduğumu
merak ediyorsunuz. Ama konu bu değil.
Konu şu ki, kendi bencil çıkarlarımı düşünerek meydan okuduğum ve bana aşık olan karım Emily büyük bir çıkmazda. En küçük şeylerle bile mutlu olmasını bilen
Emily’nin basit hayatından benim gibi büyük bir lokma koparıldı ve o bu boşluğu nasıl
dolduracağını bilmiyor. Üstüne ona söylediğim
küçük
–peki, tamam, büyük- yalanlar da cabası… Şimdi
ona yardım
etmeliyim, ama bu yaşlı ve
pasaklı köpeğin
bedenindeyken bu çok da
kolay olacakmış gibi
görünmüyor.”
Kadın ve
erkeğin farklı bakış açılarını yazar
çok güzel işlemiş. Hepsi kitabın
sayfaları arasında saklanmış. Okumanız için sizi
bekleyen 447 sayfa var. Keyfini çıkarın.