Krıstın
Hannah’nın kaleminden mükemmel bir roman. Kızı başka
bir şehre giden ve kocası tarafından
terk edilen bir ev kadının babasının yaşadığı yere dönmesi, sonrasında ise hayatının akışını tamamen değiştirecek olan bir geri dönüş hikâyesi… Acı, trajedi, sevgi, sabır ve fedakârlık… Hayata
dair ne ararsanız var bu romanın içinde.
Öyle zamanlar
oldu ki romanı okurken kendi hayatımın bir özeti gibi hissettim. Hemen hemen
aynı şeyleri yaşadım. Hatta bir ara bir kenara bırakmayı
bile düşündüm kitabı. Ama okuma isteği ağır bastı…
Arka kapak:
“Gökyüzünde
her an bir yıldız doğar, bir yıldız ölür. Bu sonsuz masala kulak verenler için umut ve aşk asla uzaklarda değildir…
Evliliğine yıllarca büyük emek veren Annie beklemediği bir anda kocasının başka bir kadına aşık olduğunu
ve boşanmak istediğini öğrenir. Bu büyük sarsıntıyla baş
etmekte güçlük çektiği için de çareyi büyüdüğü kasabaya, babasının yanına dönmekte bulur. Fakat kasvetli bulutların
hâkim olduğu bu sahil kasabasında Annie’yi bambaşka çelişkiler ve romantik ikilemler beklemektedir. Bir gece çocukluk aşkı Nick ve onun duygusal bir travma
atlatmış küçük kızıyla
karşılaşır ve inanmakta güçlük çekse de mutluluğu yakalamak için bir şansı daha olduğunu düşünmeye başlar. Gün geçtikçe
eski hayatı ile yeni yaşamı arasında tercih yapacağı bir dönüm
noktasına
yaklaşan Annie, içinde uzun zamandır sesini duymadığı bambaşka
bir kadının doğuşuna da şahit olur.”
Merak edip,
okumak isteyenler için son bir not: kitap 424 sayfa…
Sevgiyle
kalın 😍