Derin bir sızı giriyor içeri, Son bir defa bakarken caddelere...






BİR AYRILIK GÜNÜNDE

Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkânlara, evlere, kahvelere

Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigâr mı bir ayrılık gününden


Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur

Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"

Ümit Yaşar Oğuzcan

                                                                       (Görsel alıntıdır.)


ON A SEPARATION DAY 

What a strange day of separation
When a friend or an enemy leaves
What makes a strange person

A deep pain goes in.
The last time you look at the streets
Shops, houses, kahvelere

Commemorative caravans pass
In front of your full eyes
Is this the last remembrance of a separation

What an unforgettable time
If we are not aware of it slowly
The skies are blue, the leaves are green

Not as memorable as you want
It's the last minute, this undecided rain
Forgotten, saint is forgotten

What else is done on such a day
Covered suitcase, nailed chest

And then a dry "goodbye!"



Ümit Yaşar Oğuzcan