SONBAHARI DİNLİYORUM GÖZLERİM KAPALI :-((

        
(Görsel alıntıdır)


         Büyük şair Orhan Veli Kanık hani o meşhur şiirinde: İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı / Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; / Yavaş yavaş sallanıyor / Yapraklar, ağaçlarda; ...” diyor ya, ben de sonbaharı dinliyorum yokluğunda ruhum kapalı.
          Kimi gün alıp elime sıcak çayımı, sonbaharın ılık güneşine veriyorum kendimi. Sararmış yaprakları seyrediyorum bir süre. Daha dün hepsi yem yeşilken gölgesinde dinlendiğimiz ağaçların… Ne çabuk geçti bahar ve yaz, ne de çabuk geldi sonbahar. Oysa hiç bitmeyecek gibiydi o tatlı meltemlerin estiği yaz akşamları.
          Şimdi, düşen yaprakların telaşlı hallerini izliyorum. Pıtır pıtır koşturmalarını, bir o tarafa bir bu tarafa savrulmalarını… Bazen yaprakların arasına saklanmış kertenkeleler ayak seslerimden korkup, donup kalıyorlar. Kimi gün de bir kuş konuyor yakınlarıma, bir lokma bir şeyler bulabilmek için. Sen ise yoksun uzun zamandır. İyice seyrekleşti gelip
gitmelerin. Düşlerime de uğramaz oldun nicedir. Kör karanlığında gecelerin içimi ısıtan fısıltıların çınlamaz oldu artık kulaklarımda.
          Kimi gün hava, asıyor suratını. Bir öfke, bir kudurmuşluk, bir isyan hissi sarıyor etrafı. Buz kesiyor sanki camlar… Buz kesiyor yüreğim… Dokunamıyorum yağmur damlalarına, elim geri çekiliyor uzanmak istedikçe ben… Soğuk… Uzak… Bensiz… Sensiz… Sessiz!!!
          İçli içli ağlıyor zaman… İçli içli ağlıyor sevdam… Şarkılarını dinliyorum damlaların. Ayrılık!!! Yalnızlık!!! Hüzün!!! Bildiğim, bilmek istemediğim kelimeler, nağmeler… İçime doluyor serin düşünceler. Daha bir sıkı sıkı sarıyorum kendimi kollarımla. Ellerim ve bedenim biraz da olsa ısınıyor hırkamın içinde ama yüreğime yetmiyor yünün sıcaklığı
          Artık daha erken kararıyor hava. Günler daha çabuk tükenip gidiyor… Şarkılar bile hüzzam artık. Zaman şuursuzca akıp gidiyor. Beyaz aylar kapıda, beyaz ve soğuk aylar… Mesafeler uzadıkça uzuyor… Yazdan kalma anılar yok olup gidiyor…

          Great poet full well know that famous poem: "I am listening to Istanbul, my eyes closed / first mild wind is blowing; / Slowly shake / Leaves, trees;..." He says, or, in the absence of my soul I'm listening to fall off.
          Some days I take my hot tea in my hand, I give myself to fall in the warm sun. I'm watching the yellowed pages for a while. Yesterday we all relax in the lush shade of the trees ... What passed quickly in the spring and summer, when autumn came quickly. However, he wrote that never seemed to end the sweet breeze blowing in the evening.
          Now, I'm watching the hectic circumstances of the falling leaves. Patter of running around, this one by swinging a hand that way... Sometimes fear my footsteps lizards hidden among the leaves, they stay frozen. Some days also close to a bird lays a bite to find something. If you are a long time gone. The well coming and going was sparse. nic is you're not the subject of my dreams. the blind darkness of the night was not resonate warms me whisper in my ear now.
          Some days the air, hanging on the face. An anger, a rabidness a feeling of rebellion wrap around. Ice cutting is like glass... Ice cutting is not touched my heart... the raindrops, retreating to extend my hand as you request... without me... without you... I... Cold... Far quiet !!!
          Stuffed stuffed stuffed stuffed crying crying time... I love... I'm listening to the song of drops. Separation!!! Loneliness!!! Sadness!!! I know, I do not want to know the words, tune in... inside the charging cool thoughts. I wrapped myself in a more tightly to my arm. My hands and my body a little bit of warming up my sweater, but not enough for my heart warmth of the wool...

          Now earlier it darkens the air. Days are going to run out more quickly... Songs Hüzzam even longer. Time flies unconsciously. White months at the door, white and cold months... Distances prolonged and memories dating back to the summer... is not going...