ÇOBAN ÇEŞMESİ...


ÇOBAN ÇEŞMESİ

Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa Çoban Çeşmesi!
Ey, suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa Çoban Çeşmesi.

Göynünü Şirin’in aşkı sarınca,
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca,
Başlamış akmaya Çoban Çeşmesi.

O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi,
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi,
Değdi kaç dudağa Çoban Çeşmesi.

Vefâsız Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem’in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu,
Sızmadı toprağa Çoban Çeşmesi.

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa Çoban Çeşmesi.

Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar,
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sağa, bir sola Çoban Çeşmesi.

                              Faruk Nafiz ÇAMLIBEL